stock 1
i. 1. stok, depodaki mallar. 2. envanter: We don´t have that in our stock. Envanterimizde yok o. 3. miktar: You´d better lay in a good stock of wood. Epey odun alıp depona koymalısın. He´s added nothing to our stock of knowledge. Bilgi dağarcığımıza hiçbir katkısı olmadı. 4. ekon. hisselerin tümü: That´s a good stock. O hisselerin değeri hep artıyor. 5. soy, nesep. 6. (hayvan/bitki için) cins. 7. bahç. (aşı yapılan) gövde. 8. bahç. kendinden devamlı çelik kesilen bitki. 9. çiftlikte yetiştirilen hayvanların tümü. 10. bağ kütüğü, kütük, omça. 11. (tüfekte) kundak. 12. bot. şebboy. 13. et suyu. s. her zamanki, (birinin) her zaman söylediği (cevap/şaka).